- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- Yorumlar (0)
- Tavsiye Et
- Resimler
- Öneri Kutusu
-
Monolitik bir tavırla, yalnızca modern düşüncenin ölçüleri ile Osmanlı-Türk modernleşme tecrübesini anlamaya çalışan düşünürler -zorunlu olarak- modernleşme sürecinin ve modern bilincin “çatışmacı” bir tarzda ilerleyerek kendisini kabul ettirdiği gibi fizikalist bir bakış açısından kurtulamayacaktır. Hâlbuki toplum ve düşünce geleneğimizde modernleşmenin ve modern bilincin kesin çizgiler ve somut veriler ile belirleyemeyeceğimiz bir varoluş macerası bulunmaktadır. Bu maceranın konumlandığı ve anlamlandığı zeminin gösterilebilmesi bizim Türk modernleşmesini hermenötik bir tavırla kopuş ve devamlılık tezinin ötesinde yeniden yorumlamamıza imkân verecektir. Bunun yapılabilmesi için modernliğe nasıl bakıldığının, modern düşüncenin hangi perspektifle benimsendiğinin anlaşılması oldukça önemlidir.
Bu çalışmada modern bilincin Türk düşüncesinde tam olarak ne zaman ve nasıl başladığının kesin çizgilerle tespit edilmesi gibi bir çaba bulunmamaktadır. Bunun yerine Osmanlı’nın son ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde modern bilincin hangi zemin ile diyalektiğe girip kendisini nasıl konumlandırdığı ve anlamlandırdığı sorgulanmaktadır.