- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- Yorumlar (0)
- Tavsiye Et
- Resimler
- Öneri Kutusu
-
26. ÖZEL SAYI - 2023
ORYANTALİZM
“Batı’nın Doğu’ya ilgisi ne zaman başladı?” diye soracak olsak, herhalde başlangıca dair en canlı tasvirleri Endülüs’te buluruz. Örneğin, 900’lü yılların Kurtuba’sına akın eden Hıristiyan gençlerin Arapçaya, İslâm kültürüne ve Arap geleneklerine olan hayranlığı öyle derecelere ulaşmıştı ki, dönemin kilise kaynakları, “gençlerin bozulduğundan” ve kendi kültürlerini yitirerek Müslümanlar karşısında asimile olduklarından dert yanıyordu.
Sonraki yüzyıllar boyunca, Doğu’ya Batı ilgisi, hem savaşların getirdiği gerilimlerin hem de aynı oranda artarak ilerleyen bir merakın eşliğinde gelişti. Merak evresinden sonra ise yakından tanıma ve tanımlama; nihayet, meydana getirilen birikimi, Doğu’nun yeraltı ve yer üstü zenginliklerini yağmalamak için sonuna kadar kullanma merhaleleri geldi.
“Doğu-Bilim” anlamında kullanılan oryantalizmin bugün zihinlerimizde hep sömürgecilikle, kibirle ve Doğu’nun her açıdan istismarıyla özdeş hale gelmesinin esas sebebi budur.
Derin Tarih olarak, kapsamlı bir oryantalizm dosyasıyla karşınıza çıkarken, çok önemsediğimiz ve hepimizi de yakından ilgilendirdiğine inandığımız bazı sorulara özellikle cevap bulmaya çalıştık:
- Oryantalizm çalışmaları, Doğu’yu ve Doğu insanını gerçekten anlayabildi mi?
- Oryantalistlerin hepsi kendi dinî ve kültürel ajandasının peşinden mi koştu? Aralarında iyi niyetliler ve samimi biçimde Doğu’yu “olduğu gibi” anlamaya çalışanlar yok muydu?
- Oryantalistlerin yüzyıllar içinde oluşturduğu birikim, Müslüman dünyaya hangi yönlerden tesir etti?
- Müslümanlar, oryantalistlerden ne öğrendi?